Dünya İnsan Hakları Günü Kutlandı
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nca kabulünün 57. yıldönümü olan bu gün yüzyıllar boyunca süren bir mücadelenin ürünü olarak, insanların doğuştan ve eşit bir biçimde sahip oldukları hakları ifade eden uluslararası bir belgenin kabul edilişinin kutlandığı bir gündür.
İnsan hakları niçin önemlidir?
İnsan hakları sorunu, bütün ülkelerin gündemindedir. Bütün ülkelerin hükümetleri, insan hakları ihlallerine meydan vermemeyi başlıca görev olarak kabul etmek durumundadır. Ancak insan haklarının korunması görevi, sadece Hükümetlerin başarabileceği bir iş değildir. Bu görev, bütün kuruluşların, bütün insanların işbirliğini gerektirmektedir. Bu çerçeve içerisinde, insan hakları bilincinin ve insan haklarının tam olarak benimsenerek, uygulanması için gerekli sorumluluk duygusunun toplumda ve bütün insanlarda bulunması büyük önem taşımaktadır.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamenin tarihi
Birleşmiş Milletler bünyesinde 1946 yılında insan haklarının geliştirilmesi amacıyla bir İnsan Hakları Komisyonu oluşturulmuştur. Kendi inisiyatifiyle veya Genel Kurul ve Konseyin istemi üzerine harekete geçebilen bu komisyonun görevi, insan haklarıyla ilgili her konuda inceleme ve tavsiyelerde bulunmaktı.
Birleşmiş Milletler Antlaşmasında önemli bir yer tutan insan hakları, ilk kez 10 Aralık 1948 tarihinde BM Genel Kurulunca kabul edilen 'İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi' ile özel bir düzenlemeye konu olmuştur.
Çağdaş insan hakları anlayışını yansıtacak ve tüm Birleşmiş Milletler üyesi devletler için geçerli standartları içeren bir belgeye duyulan ihtiyaç sonunda bu metin ortaya çıkmıştır. 1946 yılında kurulan İnsan Hakları Komisyonu öncelikli çalışma konusu olarak böylesine bir uluslararası belgenin hazırlanmasını kararlaştırmıştır. Bildirgenin hazırlanması sürecinde kişilere tanınacak hakların listesi ve insan hakları konusundaki uluslararası denetimin ulusal egemenlik karşısındaki gücü ve etkinliği konularında Genel Kurulda önemli tartışmalar yaşanmıştır.
Evrensel Bildirgenin ilanından sonraki yıllarda tüm dünyada insan hakları ihlallerinin önlenmesine yönelik uluslararası mekanizmalar oluşturulmuş ve işletilmeye başlanmıştır. Öyle ki artık insanlık suçu işleyenlerin yargılanabileceği uluslararası mahkemeler oluşturulması aşamasına ulaşılmıştır. Tüm bu gelişmelerin anlam ve öneminin Dünya kamuoyunca paylaşılması, insan haklarının korunması ve güvence altına alınması konusunda tüm Dünyada insanların bilgilendirilmesi, insan hakları bilincinin yaygınlaştırılması amacıyla Evrensel Bildirge'nin kabul edilişinin yıldönümü olan 10 Aralık, Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanmaktadır.
Günün kutlama mesajı
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nca kabulünün 58. yıldönümü olan bu gün, yüzyıllar boyunca süren bir mücadelenin sonucunda, insanların doğuştan ve eşit bir biçimde sahip oldukları hakları ifade eden uluslararası bir belgenin kabul edilişinin kutlandığı, insanlık tarihinin önemli bir kilometre taşıdır.
Birleşmiş Milletler Kurucu Antlaşması'nda önemli bir yer tutan insan hakları, 10 Aralık 1948 tarihinde 'İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi' ile özel bir düzenlemeye konu olmuştur. BM Genel Kurulu'nun kabul ettiği Beyanname, ülkemiz tarafından da 6 Nisan 1949'da onaylanmıştır. Bu düzenlemenin, insan haklarının güvence altına alınması, geliştirilmesi, bu konuda tüm dünyada insanların bilgilendirilmesi ve insan hakları bilincinin yaygınlaştırılması açısından anlam ve öneminin dünya kamuoyunca paylaşılması amacıyla, 10 Aralık, Dünya İnsan Hakları Günü olarak kutlanmaktadır.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, tüm dünya devletleri tarafından ortak değerler olarak kabul edilen insan hakları ilkelerini yansıtmaktadır. Beyanname, tüm insanların hiçbir ayrım gözetilmeksizin yalnızca insan oluşlarından dolayı eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkına sahip olduğunu ilan etmektedir. Buna göre herkes, ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal yada başka bir görüş, doğuş, tabiiyet, servet ya da benzeri başka bir statü gibi herhangi bir ayrım gözetilmeksizin bu Beyannamede ileri sürülen tüm hak ve özgürlüklerden eşit bir şekilde istifade eder.
Evrensel Beyannamenin ilanından sonraki yıllarda, insan hakları ihlallerinin önlenmesine yönelik uluslararası mekanizmalar oluşturulmuş, bunun sonucunda insanlık suçu işleyenlerin yargılanabileceği uluslararası mahkemeler kurulması aşamasına gelinmiştir.
Günümüzde insan haklarının korunması ve geliştirilmesi ülkelerin bir iç sorunu olmaktan çıkmış, tüm insanlığın ortak bir sorunu haline gelmiştir. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi konusundaki sorumluluk öncelikle devletlere ait olmakla birlikte, bu görev medyadan sivil toplum örgütlerine kadar tüm kuruluş ve bireylerin işbirliğini gerektirmektedir. Bu çerçevede, insan hakları bilincinin ve insan haklarının tam olarak benimsenerek uygulanması için gerekli sorumluluk duygusunun bireylerde özellikle sivil toplum kuruluşları ve medyada bulunması büyük önem taşımaktadır.
İnsan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü ilkelerinin her ülkenin kabul etmesi ve uygulaması gereken evrensel değerler olduğu gerçeği ülkemizde de tam anlamıyla özümsenmiştir. Çağımızın tartışma götürmez bir olgusu da, bu konularda ciddi sorunları olan ülkelerin, ekonomik ve sosyal sorunlarını sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturmakta çaresiz kaldıklarıdır.
İnsan haklarının korunup geliştirilmesi, kamu güvenliğini tehdit eden bir unsur değil, bilakis bireylere onurlu bir yaşamın tüm koşullarını sağlaması yönüyle kamu düzeninin, huzurun ve esenliğin teminatıdır.
Tüm kurum, kuruluş, bireyler ve özellikle medya tarafından insanların insan hakları konusunda bilgilendirilmesi ve hak arama bilincinin geliştirilmesine yönelik bir fırsat olarak görülmesi; insan hak ve özgürlüklerinin herkes için tüm yönleriyle korunup hayata geçirildiği bir dünyaya ulaşılması temennisiyle 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Gününü kutlarız.
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde Hak ve özgürlükler
10 Aralık 1948'de Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nca kabul ve ilan edilmiş olan İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi, önsözüyle birlikte 30 maddeden oluşmakta, 1-21. maddeler arasında klasik temel haklara, 22-27. maddelerde ise sosyal ekonomik ve kültürel haklara yer verilmektedir. Beyanname tüm insanların hiçbir ayrım gözetilmeksizin yalnızca insan oluşlarından dolayı eşit, özgür ve onurlu yaşama hakkına sahip olmasını garanti altına almaktadır. Buna göre, herkes cinsiyet, ırk, renk, din, dil, yaş, tabiyet, düşünce farkı, ulusal veya toplumsal köken, zenginlik gibi fark olmaksızın kanun karşısında eşittir.